Lask Linz - Beşiktaş

UEFA Avrupa Ligi'nden elenmenin kıyısından döndüğümüz maçta, Lask Linz'e son saniyede Negredo'nun attığı gol ile 2-1 yenilmemize rağmen deplasman golüyle bir üst tura adımızı yazdırdık.




Akhisar Belediye maçına çıktığımız 11'den, iki değişiklik vardı sahada. Gökhan Gönül yerine Adriano, Necip Uysal yerine ise Enzo Roco. Akhisar maç yazısını yazdığımda da Beşiktaş takımında değişmesi veya eklenmesi gereken parçaları yazmıştım. İlk 11'deki değişikliklerin haricinde bile Beşiktaş takımının kadrosu malesef yeterli değil ve bu can sıkıcı noktada.

Maçı analiz etmenin pek bir mantığı yok zira yayıncı kuruluşun bile son 1 saatte belli olduğu bir ortam vardı maç öncesinde. Beşiktaş takımının rakibin oynadığı sert mücadeleye cevap verememesi ve bazı sertliklerin ise hakem tarafından göz yumulması gibi etkenler olsa da genel anlamda saha içi organizasyonlarının sıfır olduğunu görünce rakibin etkileri biraz bahaneymiş gibi geliyor bana...

Maçı kısaca konuşmak gerekirse, Beşiktaş'ın merkez orta sahası bugün korkunç derecede kötüydü. İnsiyatif alınmayan bir üçlü, ne savunmada ne de hücumda sahaya tam yerleşememe sıkıntısıyla birlikte savunmayla olan kopuk bağlantı topu ileriye götürememek başlı başına bir problemdi. Hal böyle olunca savunmadan top çıkarmak adına Pepe, Roco ve Caner topları uzun oynamak durumunda kaldı. Fizik olarak diri ve sağlam gözüksek de boy anlamında kısa bir takıma sahibiz, rakip takımın uzun boylu olmasıyla birlikte attığımız uzun topları tekrar savunmak durumunda kaldık. Yediğimiz ikinci golde ise tam bu anlattığıma paralel bir pozisyon oluştu. Şöyle örnek vereyim: Bir takım topu savunmadan çıkarırken, kenar bekleri ileri çıkar savunma oyuncuları yay çevresinde durur. Hemen önlerine 6 veya 8 numara rolündeki oyuncular gelerek savunmadan ile hücum arasında köprü görevi kurulur. İşte bu organizasyonda problem yaşadığımızda Roco'nun attığı uzun topun yerini bulmaması ile birlikte golü kalemizde gördük. Aksiyon vermemiz önemliydi, golden hemen sonra bir aksiyon verilmese bile sonucun ''eh buna da şükür.'' boyutunda olması bizi üzmedi desem yeridir. Maçın son dakikalarında Pepe'nin ileri çıkmasıyla birlikte gönderilecek veya gönderilmeyecek tartışmaları bulunan Negredo, turu bize getirdi. Beşiktaş'ın durumunu şöyle anlatırsam konunun ne kadar vahim olduğunu anlarsınız diye umut ediyorum: Takımın hücumda insiyatif alabilecek oyuncusu sayısının ne kadar az olduğunu görmekle beraber, Beşiktaş'ın goldeki asistini savunmacı Pepe, golünü ise gönderilmesi beklenen Negredo attı. Bir şeylerin yanlış olduğunu anlamak için futbol profesörü olmaya gerek yok.

Değişmesi gerekenler

Tolga Zengin'in takım için iyi bir profesyonel olduğunu ve iyi niyetiyle oynadığını biliyoruz fakat -malesef- iyi niyet yetmiyor. Sezon başında Avrupa Ligi hedefi koyan Beşiktaş Yönetiminin şapkayı önüne koyup ''kaleci transferi yapmalıyız.'' düşüncesine girmesi gerekiyor.

Stoper konusunda Pepe, Roco, Vida, Alpay ve Fatih'ten oluşan beş kişilik bir rotasyonumuz mevcut. Medel'i de zaman zaman bu rotasyona dahil ettiğimiz noktada Vida'nın satışının bir an önce gerçekleşmesi ve Beşiktaş'ın transferde aksiyon alması gerektiğini düşünüyorum.

Gökhan Gönül, Adriano ve Caner Erkin bek rotasyonunda rol alan oyuncular. Gökhan Gönül'ün 34 lig maçıyla birlikte Avrupa Ligi'ni eklediğimiz noktada bu maç temposunu kaldıramayacağını düşünüyorum. Sağ beke Adriano'yu koyunca, sol bekteki Adriano'yu arıyoruz; o yüzden buraya kalıcı bir çözüm şart. Beşiktaş takımının maç temposunu 90 dakika olarak ayarlayacak ve sezon geneline yayabilecek bir sağ beke ihtiyacı var.

Merkez orta sahada görev alan Oğuzhan, Medel, Tolgay, Atiba, Necip ve Dorukhan gibi toplam altı oyuncumuz var. Beşiktaş takımı kalıcı bir sağ bek transferi yaptığında Adriano'yu da bu rotasyonun içine koyabiliriz. İşte bu yüzden takıma verecekleri kısıtlı, her zaman edilgen ve rol konusunda problem yaşayan Tolgay Arslan'ın eğer taliplisi varsa satılması ve buradan elde edilecek gelirle 10 numara takviyesi yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Ofansif orta saha mevkisinde pas oyununu üst seviyede yapacak, sadece kendisini değil çevresini de bu pas oyunuyla oyunun içine sokacak bir 10 numaraya ihtiyacımız var. Beşiktaş'ın mevcut oyuncu grubunda 10 numara rolünü doğru yapabilecek tek bir oyuncu yok, bundan ötürü de merkez ile ileri üçlü arasında büyük kopuklukları gözlemliyorum.

Santrafor mevkisinde ise Larin, Negredo, Love, Mustafa Pektemek, Umut Nayir ve Güven Yalçın'ı sayıyoruz. Burada sayısal olarak büyük bir yığılma mevcutken nitelik açısından da Beşiktaş'a verebileceklerinin sınırlı olduğu maaş performans denkleminde toplam 3 oyuncu var. Bugünkü maçı kenarda bırakıp bir santrafor transferi yapılacaksa eğer Negredo, Love ve Mustafa Pektemek isimlerinin kulüpten bir an önce ayrılması gerektiğini düşünüyorum.

Uyarı kimeydi?

Uyarının kime olduğu açık ve net şekilde belli: Beşiktaş JK Başkanı ve Transferden Sorumlu Yöneticiler. 
2 yıldır gelen şampiyonluklar, 2 yıldır gelen Şampiyonlar Ligi başarısı, Cenk Tosun, Dusko Tosic, Matej Mitrovic ve Fabricio transferinden gelen ücretleri bir kenara koyup ''kur farkı''ndan dolayı Beşiktaş transfer yapamıyor demek bana pek mantıklı gelmiyor. Aynı kur üzerinden transferleri gerçekleştiren ve aynı zamanda FFP içinde olan Fenerbahçe, İngiltere'den Slimani alıyorsa bizim de transfer yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Cenk Tosun'un satışından taksit üzerinden gelen 6 Milyon Euro, Dusko Tosic'ten gelen 4.5 Milyon Euro, Mitrovic'ten gelen 4 Milyon Euro ve Fabri'den gelen 6 Milyon Euro ile toplam 20.5 Milyon Euro ile transfer yapılamaz mıydı?

Sadece ve sadece 7.5 Milyon Euro'luk Marcelo transferiyle, Medel, Negredo, Lens, Orkan Çınar ve Pepe'yi takıma katan bir Yönetim Kurulu varken 20.5 Milyon Euro ile neler yapılırdı? Sadece soruyorum... Saygılarımla...




Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.