Galatasaray Analizi





Herkese merhaba Galatasaray-Beşiktaş maçı için Galatasaray Analiz yazısıyla karşınızdayım. Yazıya ilk olarak kısaca Beşiktaş'ı anlatarak başlayacağım. Sonrasında Galatasaray'ı daha detaylı ele alırım. Yaptığım analizi maç içerisinde görmek en büyük temennilerimden bir tanesi. Futbolun doğrularının konuşulduğu ve magazinine girilmediği bir maç tek temennim. İyi olan kazansın.

Beşiktaş

Ligin ilk yarısında odak noktamız hiç şüphesiz Şampiyonlar Ligi maçlarıydı. Bunun yanlış olduğunu düşünmüyorum zira oyuncu grubumuzun birçoğu kariyerindeki son başarılarını elde etmeye çalışıyor. Avrupa başarısı bunun en büyük nedeniydi. Nitekim bu odak lige yansıdı ve ligin ilk yarısında 30 puan alan bir Beşiktaş karşımıza çıktı. Oynanan oyun ve skor bakımından hiç tatmin etmeyen takımımız, ligin ikinci yarısında odağını Süper Lig'e vererek Galatasaray maçına kadar olan dönemde 32 puan topladı. 
(Ligde şampiyonluğa oynayan takımlardan Galatasaray ligin ilk yarısında 36 puan topladı, 18. haftadan 31. haftaya kadar topladıkları puan 28; Başakşehir'in 36-26 ve Fenerbahçe'nin 33-27 şeklinde.)

Oyun anlamında ligin ilk yarısında orta-kafa-gol gibi geliştirilmesi sınırlı olan bir oyun oynamayı hedefleyen Beşiktaş, ligin ikinci yarısında bunu değiştirerek kaleye göbekten, yerden ve seri bir şekilde gitmeyi amaçladı ve iyi bir sonuç alarak ligin ilk yarısında aldığı puandan daha fazlasını daha 4 maç kala almayı başardı.

Caner Erkin'in sakatlığının oluşundan ötürü forma giyemeyecek olması takımdaki en önemli eksik. Uzun süredir sakatlıkları bulunan Veli Kavlak ve Atınç Nukan da forma giyemeyecek diğer isimler. Göztepe ve Akhisar maçında Atiba-Medel orta sahasıyla oyunu iki yönlü oynamaya çalışan Şenol Güneş, derbiye de bu iki isimle çıkacaktır diye düşünüyorum. Sahaya çıkacak on bir oyuncu: Fabri; Gökhan, Pepe, Tosic, Adriano; Medel, Atiba; Quaresma, Talisca, Babel ve Negredo olacaktır diye düşünüyorum. Orta alanda Medel ve Atiba ile kazandığı topları Talisca ve Babel'e hızlı bir şekilde aktaran bir oyun oynamamız olası. 

Galatasaray

Ligin şampiyonluk yolunda en büyük favorilerinden olan Galatasaray, sezon başında yaptığı forvet transferinin büyük ekmeğini yiyor demek yanlış olmaz. Sonrasında taraftarın büyük bir kesiminin karşı olmadığı Fatih Terim'in de takımın başına getirilmesiyle rüzgarı arkasına almış oldu. Deplasmanlarda oynanan maçlarda sıkıntı yaşanmış olsa da son oynanan Alanyaspor maçıyla ''öyle yada böyle'' kazandı ve bu sıkıntıyı bir miktar azalttı. 

Galatasaray'ın son 5 maçını gerek canlı gerekse televizyondan çok dikkatli şekilde izlediğimi belirteyim. Bu maçlar sırasıyla Fenerbahçe, Trabzonspor, Gençlerbirliği, Başakşehir, Akhisarspor(k) ve Alanyaspor. Maçlarda aldığım notlardan yola çıkarak, tek tek yazacağım. 

Fenerbahçe maçı

Galatasaray maça 4-2-3-1 düzeniyle Muslera, Linnes, Serdar, Maicon, Nagatomo, Fernando, Selçuk, Feghouli, Belhanda, Garry ve Gomis on biriyle sahaya çıktı. Oyun içinde Feghouli ve Garry'nin; Gomis'in yanına gelmesiyle üçlü bir forvet düzeni oluşuyor. Garry Rodrigues ve Feghouli'den kalan boşluklara Nagatomo ve Linnes'in girmesiyle hücuma sayısal anlamda fazla oyuncuyla gitmeyi amaçlamıştı Galatasaray takımı.

Fernando savunmadaki Maicon ve Serdar'ın tam ortasına yerleşerek hem savunmadan çıkartılan toplara yardımcı oluyor hem de orada bir üçüncü stoper konumuna geliyor. Fernando'nun oynadığı bu maç sakatlıktan sonra oynadığı ilk maçtı. Yüksek efor sergilediğini söylemeden geçemem. 

Top Fenerbahçe'nin ayağındayken 4-1-4-1 gibi bir düzene yerleşen Galatasaray takımında bu varyasyonların değişmesinde en temel görevi Fernando üstleniyor. Oyunu iki yönlü oynamaya çalışarak büyük görev üstlense de ona yardım edecek başka bir oyuncu Fenerbahçe maçında sahada yoktu. Bir başka detay ise Galatasaray takımın en büyük kozlarından bir tanesi orta sahadan savunmanın arkasına atılan toplar. Hızıyla var olan Garry Rodrigues'in bunu iyi değerlendirdiğini söylemek mümkün. 

Trabzonspor maçı

Galatasaray'ın bu sezon en iyi oynadığı maçlardan bir tanesi bence Trabzonspor maçıydı. Fenerbahçe maçından 2 farklı oyuncuyla bu maça çıkan Fatih Tterim; Linnes'in yerine Mariano'ya, Fernando'nun yerine Donk'a şans verdi. 4-2-3-1 düzeninin olduğu bir oyun burada da mevcuttu. Donk'un zaman zaman stoper oynadığı da epey gözlemledim. 

Fernando'nun savunma ile orta saha arasındaki ''köprü görevini'' bu maçta Donk üstlenmişti. Selçuk İnan biraz daha insiyatif alarak 8 numara rolünde oyunu kurarak iş gösteriyordu. Kanat bekleri ve kanat oyuncularının bu maçta iyi iş çıkardığını söylemek mümkün. Atılan ilk golde Mariano'nun asistinde Feghouli skoru getirmişti hatta. 

Gençlerbirliği Maçı

Sezon başından bu yana özellikle Fatih Terim döneminden sonra topu ayağında daha çok tutmayı hedefleyen Galatasaray takımı, ligin en çok topla oynadığı (%76) maçlarından bir tanesinde 1-0 yenik ayrılarak büyük darbe aldı. Hiçbir şekilde pozisyona giremeyen Galatasaray takımı, sahaya kötü yerleşmesinin cezasını almıştı. Gençlerbirliği oyunun hem hücum hem de savunma kısmında takımca hareket ederek maçı da kazanmıştı.

Maicon'un bu maçta yaptığı hatalar ve Selçuk İnan'ın epey temposuz oyunu sıkıntı yaratmıştı. Topu Galatasaray'a vererek, savunmada beklemeyi ve kaptıkları toplarla hücuma hareketlenmeyi hedefleyen Gençlerbirliği takımı, Galatasaray'ın ağır savunmasını da böylelikle yıkmıştı.

Başakşehir maçı

Şampiyonluk yarışında büyük öneme sahip olan maçı 2-0 kazanan Galatasaray burada taktiksel değişikliklere skora gitmeyi başardı. Formunun epey düşmesiyle ilk on birde forma şansı bulamayan Maicon'un yerine Denayer oynadı. Ayrıca Selçuk İnan'ın yerine de Fernando ve Donk birlikte oynayarak oyunun iki yönünde de sıkıntı yaratılmaması sağlandı. Mariano'nun hücuma verdiği katkı her ne kadar iyi olsa da savunmada yaşadığı aksaklık büyük derecede problem. Nagatomo'nun böyle bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. Japon futbolcu hırsıyla bu aksaklığı en aza indirmeyi başarıyor. 

Topu ayağına daha çok tutmaya çalışan bir Galatasaray takımı mevcuttu. Denayer ve Serdar'ın oyun kurmada başarısı epey düşük. Özellikle Denayer bu konuda büyük bir problem yaşıyor. Donk ve Fernando bu yüzden birlikte oynadılar ve bu problemi en aza indirdiler. Denayer'in oynamasıyla birlikte takım olarak hızlı bir savunma anlayışı sergiledi Galatasaray takımı.

Alanyaspor maçı

Dakika 20 olmadan skoru 2-0'a getirmişti Galatasaray. Ama hızlı kanat oyuncuları ve topu iyi kullanan oyunculara sahip Alanyaspor, skoru eşitlemeyi de başarmıştı. %80 pas isabetiyle oynayan sarı kırmızılı ekip Donk, Fernando ve Belhanda'nın orta sahadaki oyunu sayesinde skoru lehine çevirmişti. 

Denayer ve Serdar Aziz'in stoperde görev almasıyla onlara yardımcı olan Donk, aldığı ilk topları ileriye açılan kanat bekleriyle buluşturmayı hedefleyerek oyunun kanattan kurulmasını sağlamıştı. Orta sahada Sackey gibi güçlü ve baskısıyla yıldıran bir oyuncu varken bunun yapılması mantıklı olsa da Junior Fernandes'in ön alandaki presi Galatasaray takımının oyunu geriden kurmasını engellemişti. 

Beşiktaş'ın ne yapması gerekiyor?

Kendi gözlemlerim ışığında elimde 2 adet done bulunuyor. 
1- Ön alanda baskı yapacağız.
2- Oyunun ikinci bölgesinde rakibi bekleyerek oyunumuzu oynayacağız.

Bana daha mantıklı olan ikinci seçenek gibi geliyor. Nedeni ise şu: Oyun kurmada sıkıntıları bulunan bir takım Galatasaray, oyunu kurmalarına izin verdiğimiz noktada Medel ve Atiba ile birlikte kazanacağımız topları hücuma hızlı aktararak sonuca ulaşmak birinci hedef olmalı. Bir başka neden ise: Galatasaray takımı, savunmasını orta saha çizgisine kadar çekiyor. Oynayacağımız maçta Serdar Aziz'in olmayışından ötürü Denayer ve Maicon görev yapacak. Biri hamleli diğeri hızıyla açıklarını kapatan bir futbolcu. Bu savunma düzeninde oyunun Denayer'den başlamasını sağlamak topları kazanmamızda yardımcı olacaktır. Negredo'nun ve Babel'in buradaki baskısı maçın kilit noktası olacak.

İki takımında kanat beklerinin bu maçta fazla ileri çıkma şansı bulacağını düşünmüyorum. Bunun sebebi kanat oyuncularının(Babel, Quaresma; Garry, Feghouli) skora katkısı iki takımda da epey fazla bunu düşünerek kanat beklerinin önceliği savunmaya vermesi daha olası geliyor bana. 

İç sahada taraftarıyla birlikte coşkulu oynamayı başaran bir Galatasaray var. Beşiktaş'ın savunmadan çıkarken belli noktalarda baskı yaşayacağını düşünüyorum. Tosic merkezli bir baskı olacaktır bu. Mümkün olduğu kadar takım boyunun kısa olması ve oyunu birinci bölgede oynamamak en önemli düşüncemiz olması gerekiyor. 

Benim maç hakkındaki düşüncelerim bunlardır. İstediğimiz sonucun gelmesi dileğiyle, saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.